göz

„göz“

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

Auge, Augenlicht, Gesichtssinn, Seh-, böser Blick More examples...

Augecinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
göz

göz
Augenlichtcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
göz

göz
Gesichtssinneril | männlich m
göz

göz
Seh-
göz

göz
böser Blick
göz mecazi | übertragen, bildlichfig

göz mecazi | übertragen, bildlichfig

examples

göz aşinalığım var

ich kenne ihn/sie vom Sehen

göz aşinalığım var
göz doktoru

Augenarzteril | männlich m, -ärztindişil | weiblich f

göz doktoru
göz göre (göre)

vor aller Augen

göz göre (göre)
göz hapsi

Beschattungdişil | weiblich f

göz hapsi
göz hapsi askerî | MilitärMIL

Stubenarresteril | männlich m

göz hapsi askerî | MilitärMIL
göz hapsi hukuk | RechtswissenschaftJUR

Hausarresteril | männlich m

göz hapsi hukuk | RechtswissenschaftJUR
göz önünde tutmak (-i)

berücksichtigen (-i hali, belirtme durumu | Akkusativakk)

in Betracht ziehen

göz önünde tutmak (-i)
göz yumulmaz

nicht zu unterschätzend

göz yumulmaz

hide examplesshow examples

examples

gözünün içine bakmak (-in)

jemandem in die Augen sehen

um jemanden zittern

jemanden hätscheln

flehend jemanden anblicken

jemanden anflehen

gözünün içine bakmak (-in)
gözünün içine baka baka

unerschrocken (und kaltblütig)

gözünün içine baka baka
gözünü dört açmak

genau aufpassen

gözünü dört açmak
gözünü dört açmak

die Augen aufmachen

gözünü dört açmak
gözünü kapamakveya | oder od yummak (-e)

die Augen für immer schließen, sterben

gözünü kapamakveya | oder od yummak (-e)
gözünü kapamakveya | oder od yummak (-e) mecazi | übertragen, bildlichfig

die Augen verschließen (-e vor-e hali | Dativ dat)

gözünü kapamakveya | oder od yummak (-e) mecazi | übertragen, bildlichfig
göz dikmek (-e)

begehren (-i hali, belirtme durumu | Akkusativakk)

ein Auge haben (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

göz dikmek (-e)
gözü açılmak

schlau werden

gözü açılmak
gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak

heimisch werden (-de in-e hali | Dativ dat)

gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak
gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak

aufpassen, achtgeben

gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak
gözü olmak (-de) mecazi | übertragen, bildlichfig

ein Auge haben (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

gözü olmak (-de) mecazi | übertragen, bildlichfig
gözü takılmak (-e)

unverwandt blicken (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

starren (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

gözü takılmak (-e)
gözü kalmak (-de)

begehrt werden

erpicht sein (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

neidisch sein (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

gözü kalmak (-de)
gözden çıkarmak konuşma dili | umgangssprachlichumg

losmachen Geld

gözden çıkarmak konuşma dili | umgangssprachlichumg
gözden sürmeyi çekmek (veya | oderod çalmak) (-i) konuşma dili | umgangssprachlichumg

Meister im Klauen sein

gözden sürmeyi çekmek (veya | oderod çalmak) (-i) konuşma dili | umgangssprachlichumg
gözden çıkarmak

opfern (-ibir şey(i) | etwas etwas-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

gözden çıkarmak
gözden çıkmak (veya | oderod düşmek)

an Interesse (veya | oderod an Ansehen) verlieren

in Ungnade fallen

gözden çıkmak (veya | oderod düşmek)
gözlerinden okumak

an den Augen ablesen (-in jemandembir şey(i) | etwas etwas-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

gözlerinden okumak
gözden düşürmek (-i)

jemanden diskreditieren

jemandem den Nimbus nehmen

verhasst machen

gözden düşürmek (-i)
gözü tutmak (-i)

jemandem gefallen, Interesse haben (für-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

gözü tutmak (-i)
göz doldurmak

für eine Überraschung sorgen, überraschen Leistungen

göz doldurmak
göz etmek (-e)

jemandem zuzwinkern

göz etmek (-e)
göz kırpmak (-e)

jemandem zuzwinkern

göz kırpmak (-e)
gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak mecazi | übertragen, bildlichfig

die Augen öffnen (-in jemandem)

gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak mecazi | übertragen, bildlichfig
onu (bir yerden) gözüm ısırıyor

er kommt mir (irgendwie) bekannt vor

onu (bir yerden) gözüm ısırıyor
bu işi gözüm tutmuyor

diese Arbeit liegt mir nicht

bu işi gözüm tutmuyor
gözünü kapamakveya | oder od yummak (-e)

so tun, als ob manbir şey(i) | etwas etwas nicht sähe

gözünü kapamakveya | oder od yummak (-e)
göz açamamak (-den)

keine Ruhe finden (vor-e hali | Dativ dat)

sich von einer Krankheit nicht erholen können

göz açamamak (-den)
gözü dönmüş

rasend (-den vor-e hali | Dativ dat)

verblendet

gözü dönmüş
gözü dönmek

zornig werden, rasend werden

gözü dönmek
gözleri kapanmak (-in) mecazi | übertragen, bildlichfig

die Augen schließen (sterbenveya | oder od einschlafen)

gözleri kapanmak (-in) mecazi | übertragen, bildlichfig
gözünü dört açmak mecazi | übertragen, bildlichfig

die Augen aufreißen

gözünü dört açmak mecazi | übertragen, bildlichfig
göze almak

riskieren, wagen (-i hali, belirtme durumu | Akkusativakk)

göze almak
göze almak

ins Auge sehen (-i-e hali | Dativ dat) einer Gefahr

göze almak
göze batmak mecazi | übertragen, bildlichfig

ins Auge springen, (unangenehm) auffallen

göze batmak mecazi | übertragen, bildlichfig
göze çarpmak

auffallen, ins Auge springen

göze çarpmak
göze çarpan

auffallend

göze çarpan
göz atmak (-e)

einen Blick werfen (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

göz atmak (-e)
gözden geçirmek (-i)

durchblättern, überfliegen-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk

gözden geçirmek (-i)
gözden geçirmek (-i)

prüfen, untersuchen

gözden geçirmek (-i)
gözden geçirmek (-i)

nachsehen Motor

gözden geçirmek (-i)
gözden geçirmek (-i)

überprüfen Theorie

gözden geçirmek (-i)
göz gezdirmek

überfliegen (-e-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk) Raum, Text

göz gezdirmek
gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak

aufwachen

gözünü (veya | oderod gözlerini) açmak
göz değmek

behext werden

göz değmek
gözü gibi sakınmak

wie seinen Augapfel hüten

gözü gibi sakınmak
gözünü doyurmak

mit vollen Händen geben

gözünü doyurmak
gözüne girmek (-in)

jemandes Zuneigung erwerben

gözüne girmek (-in)
göz boyamak

Augenwischerei betreiben

göz boyamak

hide examplesshow examples

examples

dört gözle

sehnsüchtig warten

dört gözle
göz açıp kapayıncaya kadar

im Nu

göz açıp kapayıncaya kadar
göz alabildiğine

so weit das Auge reicht

göz alabildiğine
göz kulak olmak (-e)

aufpassen auf jemanden

göz kulak olmak (-e)
göz kulak olmak (-e)

jemanden betreuen

göz kulak olmak (-e)
göz kulak olmak (-e)

auskundschaften

göz kulak olmak (-e)
gözüm!

mein Liebling!

gözüm!

hide examplesshow examples

„göz“

göz

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

Fach, Schubfach, Kasten, Schublade Öffnung, Öse, Öhr Waagschale Brückenbogen, Durchfahrt Zimmer

Fachcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
göz

Schubfachcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
göz

Schubladedişil | weiblich f
göz

göz
Kasteneril | männlich m
göz

göz

Öffnungdişil | weiblich f
göz

göz
Ösedişil | weiblich f
göz

göz
Öhrcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n von Nadel
göz

göz

Waagschaledişil | weiblich f
göz

göz

(Brücken)Bogeneril | männlich m
göz

Durchfahrtdişil | weiblich f
göz

göz

Zimmercinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
göz yerel, halk ağzında | Dialektdial

göz yerel, halk ağzında | Dialektdial

Turkish-German translation for "göz"

"göz" German translation

„göz“

göz

Overview of all translations

„göz“

göz

Overview of all translations

Context sentences for "göz"