gibi

„gibi“: ön-ilgeç, ön edat

ön-ilgeç, ön edat | Präposition präp

(For more details, click/tap on the translation)

examples

anlaşılır (veya | oderod akıl alır) gibi değil

nicht zu fassen

anlaşılır (veya | oderod akıl alır) gibi değil
bal gibi

wie Honig, honigsüß

bal gibi
bal gibi mecazi | übertragen, bildlichfig

ganz sicher, sonnenklar

bal gibi mecazi | übertragen, bildlichfig
benim gibi

wie ich

benim gibi
bu(nun) gibi

solch ein, solche

bu(nun) gibi
buz gibi mecazi | übertragen, bildlichfig

eiskalt

buz gibi mecazi | übertragen, bildlichfig
Ahmet de Mehmet gibi

Ahmet ebenso wie Mehmet …

Ahmet de Mehmet gibi
gibilerden …

wie jemand, der …

… in der Art von Leuten, die …

gibilerden …
senin gibi

wie du

senin gibi
bizim gibiler

Leute wie wir

bizim gibiler
bu gibiler

derartige Leute, solche Leute

bu gibiler
ne gibi

was für (ein), welche(r), welches?

ne gibi
ne gibi şartlarla

zu was für Bedingungen?

ne gibi şartlarla
olur gibi değil

schier unmöglich

olur gibi değil
saat beş gibi

gegen fünf Uhr

saat beş gibi
yok gibi

kaum vorhanden

yok gibi

hide examplesshow examples

bağlaç | Konjunktion, Bindewort konj

(For more details, click/tap on the translation)

examples

-diği gibi

sobald

-diği gibi
-diği gibi

kaum … als

-diği gibi
-diği gibi

wie …

-diği gibi
-diği gibi

und zuweilen

-diği gibi
bildiğin gibi

wie du weißt

bildiğin gibi
gördüğün gibi

wie du siehst

gördüğün gibi
çocuk gittiği gibi geldi

kaum war das Kind gegangen, als es auch schon wieder kam

çocuk gittiği gibi geldi
olduğu gibi

unverändert

so wie es war

olduğu gibi
istediğiniz gibi yapın

machen Sie es, wie Sie wollen

istediğiniz gibi yapın
söylediğim gibi

wie ich sagte

söylediğim gibi

hide examplesshow examples

examples

... gibi gelmek

vorkommen, als ob ...

... gibi gelmek
... gibi olmak

geschehen, als ob ...

... gibi olmak
... gibi yapmak

tun, als ob ...

... gibi yapmak
beni görmüyormuş gibi

als ob er mich nicht sähe

beni görmüyormuş gibi
bir ses duyar gibi oldum

mir war, als ob ich eine Stimme hörte

bir ses duyar gibi oldum
bülbül gibi konuşmak

vorzüglich, tadellos sprechen

bülbül gibi konuşmak
bülbül gibi konuşmak teklifsiz, argo | salopp, Slangsl

singen

bülbül gibi konuşmak teklifsiz, argo | salopp, Slangsl
kapı çalınır gibi oldu

es war, als ob an die Tür geklopft würde

kapı çalınır gibi oldu
nihayet anlar gibi oldu

anscheinend hat er endlich verstanden

nihayet anlar gibi oldu
… de … gibi

ebenso wie …

… de … gibi
gibisine gelmek

jemandem scheinen, vorkommen

gibisine gelmek
olmaz gibime geliyor

das scheint mir unmöglich

olmaz gibime geliyor
bu önerini doğru bulmamış gibisine getirdi

er deutete an, dass er diesen Vorschlag nicht richtig finde

bu önerini doğru bulmamış gibisine getirdi

hide examplesshow examples