icab��nda - English translation in German - Langenscheidt dictionary Turkish-German

„icap“

icap

[iːdʒɑːp] <-bı>

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

Notwendigkeit, Konsequenz, bejahende Form

Notwendigkeitdişil | weiblich f
icap

icap
Konsequenzdişil | weiblich f
icap

icap
bejahende Form
icap dil bilgisi | GrammatikGRAM

icap dil bilgisi | GrammatikGRAM
icap → see „icabı“

icap → see „icabı“
icap → see „icabında“

icap → see „icabında“

examples

icap etmek

notwendig sein

icap etmek
icap ettirmek

erfordern, notwendig machen

icap ettirmek
icabına bakmak (-in)

erledigen (-i hali, belirtme durumu | Akkusativakk) eine Sache

icabına bakmak (-in)
icabına bakmak (-in)

nachgehen (-e hali | Dativdat) einer Sache

icabına bakmak (-in)
icabına bakmak (-in) konuşma dili | umgangssprachlichumg

jemanden erledigen, aus dem Wege räumen

icabına bakmak (-in) konuşma dili | umgangssprachlichumg

hide examplesshow examples

„icabı“

icabı

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

entsprechend, aus Gründen, aufgrund

entsprechend-e hali | Dativ dat
icabı

aufgrund-in hali | Genitiv gen
icabı

icabı
aus Gründen-in hali | Genitiv gen
icabı

icabı

examples

iş icabı

aus geschäftlichen Gründen

iş icabı
rol icabı

entsprechend der Rolle

rol icabı

„icabında“

icabında

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

nötigenfalls, bei Bedarf

nötigenfalls
icabında

bei Bedarf
icabında

icabında

„makbuz“

makbuz

[uː]

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

Quittung

Quittungdişil | weiblich f
makbuz

makbuz

examples

makbuz karşılığı(nda)

gegen Quittung

makbuz karşılığı(nda)

„prensip“

prensip

<-bi>

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

Prinzip, Grundsatz

Prinzipcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
prensip

Grundsatzeril | männlich m
prensip

prensip

examples

prensip icabı

aus Prinzip

prensip icabı
prensip olarak

im Prinzip

prensip olarak
prensibime (veya | oderod prensiplerime) aykırı

es widerspricht meinen Grundsätzen

prensibime (veya | oderod prensiplerime) aykırı
prensip sahibi

jemand mit Prinzipien

prensip sahibi
masumiyet prensibi

Unschuldsvermutungdişil | weiblich f

masumiyet prensibi

hide examplesshow examples

„karşılık“: isim

karşılık

isim | Substantiv, substantivisch subst <-ğı>

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

Gegenwert, Gegenleistung, Entgelt, Antwort, Entsprechung Gegenstück, Golddeckung, Vergütung

Gegenwerteril | männlich m
karşılık

karşılık
Gegenleistungdişil | weiblich f
karşılık

karşılık
Entgeltcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
karşılık

Vergütungdişil | weiblich f (-in für-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)
karşılık

karşılık
Antwortdişil | weiblich f
karşılık

karşılık
Entsprechungdişil | weiblich f Wort
karşılık

karşılık
Gegenstückcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
karşılık teknik | TechnikTECH

karşılık teknik | TechnikTECH
(Gold)Deckungdişil | weiblich f
karşılık

karşılık

examples

karşılık beklemeden

ohne eine Gegenleistung zu erwarten

karşılık beklemeden
karşılık vermek (-e)

jemandem antworten

antworten (auf)

karşılık vermek (-e)
karşılık vermek (-e)

sich sträuben (gegen-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

karşılık vermek (-e)
karşılık vermek (-e)

jemandembir şey(i) | etwas etwas heimzahlen

karşılık vermek (-e)
karşılık vermek (-e)

eine freche Antwort geben Kind

karşılık vermek (-e)
mektubunuza karşılık olarak

in Beantwortung Ihres Schreibens

mektubunuza karşılık olarak

hide examplesshow examples

„karşılık“: ilgeç, edat

karşılık

ilgeç, edat | Postposition postp <-ğı>

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

gegen, für, auf

gegen-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk
karşılık <-e>

karşılık <-e>
für-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk
karşılık <-e>

karşılık <-e>
auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk z. B. je drei Personen
karşılık <-e>

karşılık <-e>

examples

buna karşılık <-e>

als Gegengewicht

dagegen, dafür

buna karşılık <-e>
karşılığında (-in) <-e>

für, gegen, als Gegenleistung für

karşılığında (-in) <-e>
ücret karşılığı(nda) <-e>

gegen Lohn

ücret karşılığı(nda) <-e>

„dört“

dört

<-dü>

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

vier, Vier

vier
dört

dört
(die) Vier
dört

dört

examples

dört almak

eine Vier bekommen Schüler

dört almak
dört başı mamur

in bester Verfassung

erstklassig

dört başı mamur
dört bir tarafı(nda) (veya | oderod yanında)

an allen Ecken und Kanten

dört bir tarafı(nda) (veya | oderod yanında)
dört gözle beklemek

sehnsüchtig erwarten

dört gözle beklemek
dört işlem matematik | MathematikMATH

(die) vier Rechnungsarten

dört işlem matematik | MathematikMATH
dört taraftan

auf allen Seiten

dört taraftan
dünyanın dört bucağından

aus allen Himmelsrichtungen

dünyanın dört bucağından

hide examplesshow examples

„son“: sıfat

son

sıfat | Adjektiv, adjektivisch adj

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

abschließend, End-, Schluss-, Plazenta, Mutterkuchen letzte, äußerste

letzte(r, s)
son

son
äußerste(r, s) z. B. Geschwindigkeit
son

son
abschließend Wort
son

son
End-, Schluss-
son

son
Plazentadişil | weiblich f
son anatomi | AnatomieANAT

Mutterkucheneril | männlich m
son anatomi | AnatomieANAT

son anatomi | AnatomieANAT

examples

son derece(de)

höchst, äußerst

son derece(de)
son durak

Endhaltestelledişil | weiblich f

Endstationdişil | weiblich f

son durak
son düzlük

Zielgeradedişil | weiblich f

son düzlük
son iddia hukuk | RechtswissenschaftJUR

Plädoyereril | männlich m Staatsanwalt

son iddia hukuk | RechtswissenschaftJUR
son kozunu oynamak

den letzten Trumpf ausspielen

son kozunu oynamak
son savunma hukuk | RechtswissenschaftJUR

Plädoyercinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n von Angeklagten

son savunma hukuk | RechtswissenschaftJUR
son vermek (-e)

ein Ende setzen-e hali | Dativ dat

son vermek (-e)

hide examplesshow examples

„son“: isim

son

isim | Substantiv, substantivisch subst

Overview of all translations

(For more details, click/tap on the translation)

Ende, Schluss

Endecinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
son

Schlusseril | männlich m
son

son

examples

son bulmak

zu Ende gehen

son bulmak
sona erdirmek

beenden

sona erdirmek
sona ermek

zu Ende gehen

sona ermek
en sonu(nda) konuşma dili | umgangssprachlichumg

letzten Endes

en sonu(nda) konuşma dili | umgangssprachlichumg

hide examplesshow examples

Turkish-German translation for "icab��nda"

"icab��nda" German translation

„icap“

icap

Overview of all translations

„icabı“

icabı

Overview of all translations

„icabında“

icabında

Overview of all translations

„makbuz“

makbuz

Overview of all translations

„prensip“

prensip

Overview of all translations

„karşılık“: isim

karşılık

Overview of all translations

„karşılık“: ilgeç, edat

karşılık

Overview of all translations

„dört“

dört

Overview of all translations

„son“: sıfat

son

Overview of all translations

„son“: isim

son

Overview of all translations