„dringen“: intransitives Verb dringenintransitives Verb | geçişsiz fiil v/i <drang; gedrungen; haben | geçmiş zaman „haben“ fiiliyleh.> Overview of all translations (For more details, click/tap on the translation) direnmek/diretmek çıkmak... ısrar etmek gelmek... delip geçmek... içine girmek... examples dringen auf direnmek/diretmek (Akkusativ | -i hali, belirtme durumuakk -de) dringen auf darauf dringen, dass ısrar etmek (-de) darauf dringen, dass examples dringen aus <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> çıkmak, dışarıya sızmak (-den) dringen aus <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> dringen aus Geräusch <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> gelmek dringen aus Geräusch <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> dringen durch <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> delip geçmek (-i) içine işlemek (-in) dringen durch <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> dringen in <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> içine girmek (Akkusativ | -i hali, belirtme durumuakk -in) sızmak (-e) dringen in <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> an die Öffentlichkeit dringen <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> kamuoyuna sızmak an die Öffentlichkeit dringen <sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.> hide examplesshow examples